Internetin kenarında

29 June 12, Friday @ 17:18

Son iki yılımı şirketin yelpazesindeki ana ürünlerden biri olan Transparent Cache (Şeffaf Önbellek) yazılımını geliştirmekle geçirdim. Bu ürün ağınızdaki kullanıcıların üçüncü parti siteler üzerinden eriştikleri canlı veya sabit video dosyalarını yerel önbellekten sunabilmenizi ve internet bağlantınızın kapasitesinden ciddi oranda tasarruf etmenizi sağlıyor.

Bunu squid yada nginx proxy/cache modülüyle direk olarak yapamıyoruz; video yayınlayan sitelerin bant genişliklerini korumak için kullandığı mekanizmalar, canlı video için gereken düşük gecikme süreleri, sunucu ve istemcilerin uyumsuz davranışları gibi sorunları çözecek kodlara ihtiyaç var.

Önbelleklemeye olan ihtiyaç, gittikçe artan video trafiğinden kaynaklanıyor. Video klip siteleri ve TV kanallarının yayınları dışında, Netflix ve iTunes gibi film yayıncıları en büyük bant genişliği işgalcileri haline geldiler. Yalnızca Netflix, trafiğin tepe zamanlarında Amerika'daki indirme bant genişliğinin neredeyse %30'unu kullanmaya başladı.

Bu hizmetlere olan tercih öyle büyük ki, normalde makul fiyatlara satın alıp bilgisayar, tv, tablet ve telefonunuzdan kolayca izleyebileceğiniz yüzlerce dizinin yanında, izlemek için tüm kablo kanalına abone olmanızı isteyen ve alternatif sunmayan Game of Thrones en çok korsan izlenen dizi oldu! game of thrones

Bant genişliğine bir çözüm Bittorent gibi p2p (peer-to-peer, yanaktan yanağa :) protokoller. Burada istemciler ellerindeki parçaları diğer istemcilere göndererek ağın daha verimli kullanılmasını ve ana sunucu üzerindeki yükün azalmasını sağlıyorlar. Ancak bu sistem parçaların geliş sırası karışık olacağı için canlı yayına, toplam aktarım miktarını azaltmadığı ve uç noktadaki istemcilerde de gönderme yönünde bant genişliği ihtiyacı gerektirdiği için mobil istemcilere ve aradaki hatların sahiplerine bir çözüm değil.

Yaygın çözüm ise, Content Delivery Network (İçerik dağıtım ağı) denen ve değişik coğrafi konumlardaki sunuculardan oluşan, içeriğin istemciye en yakın sunucudan aktarıldığı hizmetleri kullanmak. Bunlar genelde önbellek mantığıyla değil, içeriğin önceden sunuculara aktarılmasıyla çalışıyorlar; ve şeffaf değiller, yani ana sunucunun istemcileri sisteme yönlendirmesi gerekiyor.

Bazı firmaların kendi özel çözümleri de var. Mesela Google Global Cache, bir kara kutu şeklinde ağınıza koyabileceğiniz bir ürün. Google'ın video başta olmak üzere bir sürü servisini önbellekliyor ve hızlandırıyor. Tam olarak ne yaptığı bilinmeyen ve yalnızca bir firmanın servisleri için çalışan bir sistem doğal olarak hiç bir hizmet sağlayıcının hoşuna gitmez, gene de GGC dünyada epey noktaya kurulmuş durumda.

Netflix ise birçok CDN sağlayıcı ile zaten çalışıyor olmasına rağmen, daha küçük hizmet sağlayıcıların da faydalanabilmesi için OpenConnect adını verdiği ve özgür yazılımları kullanarak oluşturduğu bir sistemi duyurdu. Bunu kurup Netflix'in CDN ağına katılabiliyorsunuz.

Bu gelişmeler sunucuları internetin merkezinden, yüksek hızlı bağlantılara sahip veri merkezlerinden alıp; internetin kenarına (edge), yüksek hızlı ağların istemcilerin yerel ağlarına temas ettiği noktalara doğru taşımakta.

Internetin kenarında oluşan bu bulut sistemleri, önbellekleme ve hızlandırma dışında, faydalı ölçümler yapabilmek için de uygun konumdalar.

Mesela MeasurementLab projesi, böyle bir bulut kurmaya, ve üzerinde çalışacak ölçüm yazılımlarıyla, ağ hızlarını, belli uygulamaların bloklanıp bloklanmadığını, Internet hizmet sağlayıcıların trafik biçimlendirme yapıp yapmadığını, ve benzeri bilgileri ağ haritası üzerinde görselleştirmeye ve herkesin kullanımına açmaya çalışıyor.

Bu tip bir sistemle gizli sansürü veya bilgi değişikliği müdahalelerini yakalamak da mümkün olacaktır.

CDN ve ölçüm sistemleri, kenar bulutlarının -şimdilik- iki uygulaması. Gelecekte yeni uygulamalarla önemleri daha da artabilir.

Kamil Baş

29 June 12, Friday @ 11:26

TÜBİTAK, F@tih için CDN ve önbellekleme konusunda proje geliştireceklere hibe yapacağını duyurdu. Ülkeye dönüp bu işi yapmaya niyetiniz var mı?

Gürer

29 June 12, Friday @ 12:10

Tübitak'ın bu desteğinden haberim yoktu. Bağlantısını şuradan buldum.

Bir sene projelerin değerlendirmesi sürecek, ondan sonra büyük ölçekli bir proje bile önersek en fazla 2.5 milyon ayrılacak, bundan da mesela projede çalışacak araştırmacıya ayda en fazla 1000 TL ödeyebileceğim. Kuralların gerisini okumadım bile. Bu yaklaşımla ar-ge olmaz.

birtost

29 June 12, Friday @ 13:54

Yeniden okuyalim.

2012 yılı için, her üç ölçekte ayrı ayrı desteklenecek projeler için destek alt ve üst limitleri (Burs *dahil*, Proje Teşvik İkramiyesi (PTİ) ve Kurum hissesi *hariç*) aşağıdaki gibi belirlenmiştir.

Küçük Ölçekli projeler : 500.000 TL’ye kadar
Orta Ölçekli projeler : 500.001 - 1.000.000 TL
Büyük Ölçekli projeler : 1.000.001 - 2.500.000 TL

Bu destek programı kapsamında talep edilebilecek toplam burs miktarları PTİ ve Kurum Hissesi *hariç* önerilen toplam proje bütçesinin % 40’ını geçemez.

Proje yürütücüsü, araştırmacı ve proje danışmanlarına 2012 yılında ödenebilecek PTİ üst limitleri aşağıdaki gibidir:

Proje yürütücüsü için : 2.000 TL/ay
Proje yöneticisi için : 2.500 TL/ay
Araştırmacı için : 1.000 TL/ay
Danışman için : 1.000 TL/yıl

Samia

02 August 12, Thursday @ 03:22

İnanmayacaksın belki ama, seni çok iyi anladığımı, zamanında, senin şu an senin kafa yorduğun konulara, burdaa sorduğun sorulara çok zamanlar eğilmiş olduğumu bilmeni isterim Ne istediğini bilmek için, kendine doğru soruları sormalı insan, doğru soruları sorabilmesi için de yaşamış olması Eski Portekiz diktatörü Salazar, ülkesini 3F kuralıyla yıllarca yönetmiştir ki bu F'ler; Futbol, Faşizm ve Fado (Portekiz halk türküsü) dür. Şimdi bu ülke ye bakalım.. Futbol dururken, Faşizm (felsefi anlamda, zihinsel faşizm) dururken, Fado yerine de her gün yayınlanan kadın programları, sanal ve uyduruk soruşturmalar, akşamları Tv başında duran insanları SMS göndermek için boğazlayan şarkı türkü programları gelmişken, düşünmek , okuduğumuz kitapların içerisinde geçen ve insanı hayvandan ayıran en büyük özellik olması tanımından öteye gidemiyor. İşin garibi, bu soruları sorduğun zaman deli muamelesi gördüğün yetmiyor, aynı soruları soran ve sanat adına hiçbir şey yapmayan bir şarkıcının aynı soruları sorduğunda göklere çıkarıldığını, ilah ilan edildiğini görüyorsun, ki adım kadar eminim, o şarkıcı ne söylediğinden bi'haberdir.. Velhasıl kelam Can kardeşim, Einstein'in dediği gibi; İnsanlar aptaldır ve evren genişler savlarından 2.si hakkında şüphelerim var Saygılarımla

Post a comment

Text: