sulla vela che scivola...

22 July 06, Saturday @ 16:31 Bir keresinde Floreana adasından bahsetmiştim. Geçenlerde enteresan tarihi olan bir başka adanın satılmakta olduğunu gördüm.



Sözkonusu Johnston Atolü, yaklaşık 70 milyon yıl önce, Pasifik okyanusunun ortasında Hawaii ve Marshall adalarının arasında, deniz altı volkanik aktivitesiyle yükselen bazaltik lavların katman katman birikip, sonra çöken bu yükselimin üzerinde üreyen mercanların oluşturduğu bir mercan resifi.

1807 de kaptan James Johnston tarafından keşfediliyor. 1858 de ise Amerika tarafından el konuluyor. Doğal hayatı ve kuşları sağolsun, uzun süre kuş pisliği kaynağı olarak kullanılıyor. Kuş pisliği deyip geçmeyin, gübre ve barut üretiminde çok önemli bir kaynak.

1960 lara doğru çeşitli hidrojen bombası denemelerine şahitlik ediyor. Bunlardan Starfish Prime sırasında nerdeyse 400km de patlatılan (ve atmosfer olmadığı için mantarı gözlemlenmeyen) bir bomba nerdeyse 1000 mil uzaktaki Hawaii'de bütün elektrik sistemlerini bozan bir EMP etkisi yaratırken, Pasifik gökyüzünde yapay bir aurora bile oluşturuyor.

1971 de Amerikan hükümeti Okinawa'daki VX sinir gazı stoğunu adaya taşıyor. 1990'da da Almanya'daki kimyasal silah stokları getiriliyor. 1993'te imzalanan kimyasal silahlar antlaşması ile bu stokların yokedilmesi başlıyor. JACADS adı verilen tesis yüzbinlerce kimyasal silahı temel elementlerine ayrıştırıp imha ediyor.

(Yan hikaye: bu tesis çalışmaya başlamadan evvel, bazı sivri akıllılar CHASE (cut holes and sink em!! evet şaka gibi) adlı akıllara zarar bir projeyle kimyasal silahları gemilere doldurup batırmak yoluyla kurtulmayı deniyorlar. Neyseki, gemiler çürüdüğünde etrafa yayılıp dokunduğu canlıyı anında öldürebilecek, binlerce ton kimyasalı sahillere bırakmış olmanın saçmalığını çok geçmeden farkedip projeyi durduruyorlar)

En nihayet 2003'te tesis görevini bitirince tası tarağı toplayıp adayı doğal yaşama terkediyorlar. Ne hikaye ama değil mi?

Post a comment

Text: