24 September 04, Friday @ 22:25
Minik bir kuş haberi çoktan yaymış :) Tebrik eden arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Yalnız Noam hiç laf etmemiş, üzdü beni :p
Gidişatı Erkan bey ölçüyor, somut gelişmeler de listeden ve sayfalardan duyurulacak, ben de geri kalanı böyle bi grafikleyeyim dedim :p
Şimdilik idare edin, 1-2 hafta verin işleri toplamak için, ve unutmayın: Aşkla Geliyoruz! :p
Be the first one to comment...
18 September 04, Saturday @ 01:14
GP32 adlı oyun makinası için hazırladığımız bir geliştirme kiti vardı. Sayesinde geliştirdiğimiz oyunları win/linux/gp32 hedeflerine rahatlıkla derleyip test edebiliyoruz. Bunun ses apisini gp32 için maksimum verimde çalışacak, diğer platformlarda kolaylıkla implement edilebilecek ve basitçe kullanılabilecek biçimde yeniden yazdım.
Ama o da ne! Derleyip çalıştırınca ses efektleriyle birlikte ekran yanıp sönmeye, hatta bazı noktalarda kaybolmaya başlamasın mı. Ara ara da prefetch abort gibi gudik exceptionlar ile çakılıyordu bir de terbiyesiz.
Önce sesin gönderilme hızı fazla/az geliyor diye düşünüp değişik değerleri test ettim. Sonra LCD ile dma problemleri oluyor diye triple buffer yerine double buffer vs denedim. Sonra dma ile cpu cacheleri arasında bi problemden kaynaklanabileceğini düşünüp MMU üzerinde ses buffer'ı vs'nin cache writeback özelliğini açıp kapamayı denedim.
Baktım değişen bir şey yok, herhalde yanlış bir şey yaptık yeni kodda diye oturdum dma + bir dizi buffer yerine, interrupt ile çalışan ses kodu yazdım.
Daha da olmayınca netten DAC çevirici, I2S bus, arm üzerinde bir sürü pdf çekip okudum, kodu kontrol ettim.
Bu noktada pes ettim ve bari biraz oyun oynayayım dedim. Oyunlar da sorun çıkarınca bir anda dank etti kafama: pil! Evet, yaklaşık 5 saatlik debugging macerası bir hiç uğrunaymış, taze pili takınca mis gibi çalışmaya başladı alet.
Sıcağı sıcağına buraya yazıyorum ki, yılın salağı yarışmasına cv gönderirken unutmayayım. Saati soracak olursanız sabaha karşı 4:12 dir.
---
Menengiç kahvesi normal kahveden daha faydalı imiş debugging için. Öyle bi ağırlık çöktürüyor ki, debugging'i bırakmak zorunda kalıp, çözüm için ilham alabileceğiniz başka bir iş yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca Fenerbahçe stadı civarındaysanız 24 saat açık Dürümcü Emmi'de yapıyorlar.
---
Nette yalnızca bir tek blog okuyacak olsaydım
bunu okurdum.
Be the first one to comment...
14 September 04, Tuesday @ 21:58
Çağlar beyin dürtmesi ile blog'umuz da oldu bu yaştan sonra. Bak sen şu feleğin işine...
Be the first one to comment...
